Bundesliga 25. Hafta Değerlendirmesi

Bundesliga 25. Hafta Değerlendirmesi


Alt sıraların karıştığı haftada Bielefeld, Kramer ile çukurdan çıkarken Mainz da Freiburg’u yenerek ligde kalma adına önemli bir adım attı. Haftanın maçı Leipzig-Frankfurt’ta ise puanlar paylaşıldı.

Augsburg – Borussia Mönchengladbach

Ev sahibi Herrlich, sakat Pedersen yerine sol bekte sağ bek orijinli Gumny’e yer verirken iyi bir sezon geçirmeyen forvet Niederlechner yerine Richter ile başladı. Konuk Rose ise Leverkusen yenilgisi sonrası Wendt, Hofmann ve Stindl’ı yedeğe geçen Zakaria ve Wolf ve sakat Bensebaini yine sahaya koydu. Gladbach başlangıçta bildiğimiz gibi rakip yarı sahada presle başlarken Augsburg kendi yarı sahasında rakibini bekledi. Topu kanatlara oynayarak içeri top çevirmek istediler. Orta koridordan top kullandıklarında dahi kanada oynayarak çapraz ve çizgiye inerek kaleye paralel paslar kullandılar. İlk alanda oldukça büyük baskı sağlanıp pozisyonlar da bulundu ama gol vuruşlarındaki ve son kararlardaki düşük kalite skoru değiştirmeye engel oldu. Penaltı şansı bile buldular ki bu pozisyondan önce Augsburg’un iyi bir kontrası vardı ve dakikalarla dirençleri birim birim arttı. Bu kaçan penaltı ile de Augsburg inanç tazeledi ve ileride baskıya başladı. 2. yarıda Augsburg bu ivmeyi devam ettirdi ve kornerde ön direğe kesilen topta devrenin başında Benes’in yerine oyuna giren Vargas golü attı. Stindl kısa boylu rakibini marke edemeyerek penaltıdan sonra takımı aleyhine maçta 2. hamlesini yapmış oldu. Golden sonra ilk yarıdaki oyunlarına benzer bir şekilde oynayan Gladbach da stoperler de öne çıkmaya ve boş bırakılan alanlarla Augsburg kontraları gelmeye başladı. Wendt de artık bir sol hücumcu gibi yakın oynadı ve sağdan Lainer ortalarıyla oyuna katıldı. Wendt’in seken şuttan sonra verdiği pasta Neuhaus güzel bir plase ile durumu eşitledi. Rose’nin bu dakikaya kadar oyuncu değişikliği yapmayarak  ileride formsuz Plea ve Stindl’ı oyunda tutmasının üstünü birkaç dakikalığına kapattı. Augsburg kalesini ilk yarıda olduğu gibi ablukaya aldılar ve ceza sahası dışından şutlar da gelmeye başladı. Maçta zaten Gladbach 28 şutla büyük bir istatistik yakaladı ama bu şutların 7’si kaleyi buldu ve sadece 1’i gol oldu. Aslında bu kötü istatistiğe rağmen isabet açısından rakibinin önündeydi. Atılan gollerde göze çarpan Augsburg’un rakip kalede çoğalışıydı. 2. golde Richter de içeri çevrilen topta yine 6 pasta Hahn’ın pası ile golü attı. Bu atak yerleşik savunmaya karşıydı. Savunma alan savunmasını yaparken Augsburg pas trafiğini iyi takip edemedi. Rose anca bu golden sonra hamle yaptı ki dakika 78’di. Spor kritikçileri 75’ten sonra giren oyuncuya çok büyük uzatmalar oynanmadığı sürece puan vermez. Yani bu değişiklikler hayli geçti. Maç genelinde hücum futbolunu daha iyi oynayan kısım Gladbach olsa da isabet bir çok spor dalında oldukça belirleyicidir. Bu maçta da 10 şut çekip 3’ü kaleyi bulan Augsburg bu 3 şutu da gol yapınca ki artık son dakikada Hahn’ın savunmaya sarkıp aşırtarak golü atışı Gladbach’ın kötüye gidişini başka bir çıplaklıkta ortaya koydu. Salı günü Gladbach, Manchester City ile karşılaşacak ve favori olmadıkları aşikar ama şu mental hal ile karşılarındaki Regionalliga West’ten bile olsa net Gladbach kazanır diyemez kimse herhalde. Augsburg ise düşme hattından uzaklaştı ve hatta ritim bulursa Avrupa Kupaları için dahi acaba diyebilir.

Wolfsburg – Schalke

Ev sahibi Wolfsburg geçen hafta iyi serilerinden sonra Hoffenheim karşısında şok bir yenilgi almışlardı. Glasner o maça göre kart cezalıları, Otavio, Lacroix ve Schlager ile sakat Steffen yerine Pongracic, Guilavogui, Brekalo ve Mehmedi oynadı. Schalke’de ise Harit ve Schöpf, Can Bozdoğan ve Hoppe’nin yerlerini aldı. Karşılaşmaya Schalke yine umut dağıtarak başlasa da Wolfsburg eksiklerine rağmen oyunu iyi kurdu. Sol hüumcu Ridle Baku ve sağda Mbabu pozisyonlar hazırlarken Arnold da kale önüne daha sık geldi. Mustafi’nin kendi kalesine attığı golde yoğun bir baskı uyguladılar. Haftalardır en çok göze çarpan, kariyerli oyuncuların bile içinde bulunulan stresli durumdan mıdır bilinmez hata yapmaya yatkınlığı. Bu gol öncesinde de sonrasında da birçok pozisyonda topa hakimiyet kurmakta zorlandılar ve çevre kontrolleri yok gibiydi ki Mustafi 2014 Dünya Kupası’nı kazanan takımdaydı. Aynısını Kolasinac için de söyleyebiliriz. 6 numaraya kayan oyuncu ilk geldiği haftalarda ileriye verdiği ve oyun kurmaya yaptığı katkının oldukça uzağında ve o da 2. golde topa hakim olamadı ve ondan çıkan top Baku’ya gitti ve onun ara pasında Weghorst’a asist oldu. 3. golde de yine defanstan çıkarken Mustafi’nin kaptırdığı top Weghorst’un pasında Baku’nun golüne sebep oldu ve sağ bek başlayıp hücumcuya dönüşen Baku’nun “sagası” devam etti. Schalke, konsol oyunlarıyla pek arası olmayan birinin ilk zamanlarda oynayışı gibiydi ve bir an hatta acaba ben mi oynuyorum diye düşündüm. Defanstan top çıkaramıyorsanız bunun çözümü orta sahaların seti daraltması veya hedefleri belli uzun paslar olabilir ama Schalke’li oyuncular bu topları kullanırken pek üstüne düşünmemiş gibilerdi. Hadi hatalarla eksik adamla dengesiz yakalanmak ana sebep olsun, diğer goller ve pozisyonlar da yerleşik defansa geldi. 2 pozisyonda da sol veya sağ koridora atılan paslar kesilemedi ve oyuncular marke edilemedi. 90 dakika’da kaleyi bulan şutları sadece 1’di ve pas yüzdeleri oldukça düşüktü. Şu anki durumları Bundesliga 2 için bile endişe verici. Wolfsburg iyi bir takım ama skora yansıyan kısımda çoğunluk Schalke zaafından doğan pozisyonlardı. Rangnick’in Schalke başına geçebileceği söyleniyor ve Schalke’yi düştükten sonra yeniden planlayabilecek nadir adaylardan. Wolfsburg’da ise Hoffenheim yenilgisi sonrası moral geldi ve takipleri devam ediyor.

Mainz – Freiburg

Geçen hafta alınan ağır Leipzig yenilgisinden sonra Streich rotasyona gitti ve Santamaria, Kübler ve Demirovic yerine Schlotterbeck, Sallai ve Jeong ile başladı. Svensson ise sakat Latza yerine Boetius ile başladı. Freiburg’a ters gelen rakiplerden Mainz bu eşleşmede 24 randevuda 10’unu kazandı. Son 2 maçı da yine onlar kazanmıştı ve karşılarında bu sefer daha da agresif ve ofansif bir Mainz vardı. Geçen maçta Freiburg, Leipzig’in önde baskısından yılmıştı. Bu maçta aynısını Svensson uyguladı ve yine benzer hatalar geldi. Defanstan çıkarılan toplarda karşı kaleye sırtı dönük top alan oyuncular arkadan baskı yedi ve henüz ilk dakikalardan itibaren bu başladı. Mainz’ın baskısından ilk yarının sonlarına doğru kurtulabildiler ve o dakikalarda da Sallai ile gole yaklaştılar. Bu dikine hızlı oyunları daha önce önemli puanlar almıştı ama bunu yapabilmeleri için 2. bölgede Höfler’e pas opsiyonları olması lazım ve ideali hücum hattından birinin biraz geriye dönmesi. Bu maçta bunu Jeong yaptı ve iyi bir bağlantı kuruldu. Koreli oyuncunun en önemli özelliklerinden biri sahayı iyi görüp hızlı düşünüp kaleye en yakın tehlike oluşturacak arkadaşına topu aktarması. Freiburg’un ileride kendini gösterdiği sekans 60’lara kadar sürdü. Glatzel değişikliği ile ileriyi biraz daha tazeledi ve tekrar Freiburg kalesinde tehlike yaratmaya başladılar. Heintz ve Günter arasındaki bağlantı bu maçta pek iyi değildi ve orayı değerlendirdiler. Günter ofansif olarak özellikle son bölümde daha fazla ileri çıktı hatta kendi yarı sahasından alıp rakip kaleye gidip tehlikeli bir şutu da oldu ama bu güçlü ofansının yanında defansta da bu maçta tetikte olmaları gerekiyordu çünkü karşılarındaki rakip en az onlar kadar serseri mayın. Svensson’un gelişinden beri Mainz ya 0 ya 3 puan modunda oynadılar ve skor koruma girişimine nadir bulundular ve hatta son bölümde Quaison’u da aldı ki belki de bu maçın kırılma anıydı. Ayrıca ortaları iyi olan Brosinski’yi de oyuna alarak havadan daha fazla oynayacağını belli etti. Gol de Boetius’un ortasında Glatzel’in kafa vuruşunu Müller’in sektirmesiyle geldi ve Quaison doğru zamanda doğru yerde bulunarak skoru değiştirdi. Aynı baskını belki Streich da yaptığı değişiklerle düşündü. Son bölümde giren Petersen ve Santamaria gibi isimler belki daha erken girebilirdi. Değişikliklerde son maçlarda daha yavaş reaksiyon gösteriyor gibi Streich. Svensson ise geldiğinden beri hem güzel, cesur bir hücum futbolu izletip hem de takımını bataktan çıkardı. Sezon başında oyuncuların maaşlar sebebiyle grev yaptığı bir kulüp olan Mainz an itibariyle 21 puanda ve önlerindeki rakiplerden 1 puan eksiği var. Düşme hattında Hertha, Köln ve Bielefeld görece galibiyete uzak olan takımlar ve aralarında somut hücum futbolu ve dinamik pres uygulayabilen Kramer’in gelişiyle sadece Bielefeld. Bu 4 takım arasında kalması en muhtemel hem form hem de oyun olarak Mainz gibi duruyor.

Union Berlin – Köln

Bielefeld ile berabere kalsa da Avrupa hayalini sürdüren Fischer, rotasyona giderek Endo, Musa ve Nico Schlotterbeck’i Bülter, Ingvartsen ve Pohjanpalo yerine sahaya sürdü. Bremen ile berabere kalan Gisdol ise düşme hattından çıksa da tehlike sürüyor. Jakobs ve Thielmann yerine Salih Özcan ve Jonas Hector oynadı. Diziliş olarak da Gisdol ilginç kararlara imza attı. Jonas Hector forvet arkası, Salih Özcan sağ hücumcu ve Marius Wolf de sağ bekti. Sağ kanattan özellikle Union rahat geldi ve maç içerisinde Wolf’ü bolca zorladı. Köln yine oyun plansız biçimde topa sahip olup oyuncuların bireysel yeteneklerine göre şekil alırken Union Berlin ilk dakikalardan itibaren Köln kalesini, çoğunlukla uzun paslarla zorladı. İlk yarıya bakıldığında beklenen Union’un er ya da geç öne geçeceğiydi. Fischer’in çıkardığı rotasyonlu 11’de solda Ryerson ve Kruse haricinde hücuma katılım azdı ve bu Köln için aynı zamanda bir şanstı ama gol penaltı ile geldi. Jonas Hector tabiri caizse penaltıyı Knoche’den aldı ki o da iyi bir sezon geçiriyor ve transfer söylentilerine konu da oluyor. Duda golü atarak ilk yarıyı takımının galip kapatmasını sağladı. Devre arasını saymazsak Köln’ün sevinci çok uzun sürmedi keza bir penaltı golü de Marius Wolf’ün elle müdahalesi sonucu Kruse ile geldi. Golden sonra bir süre alışıldık dışı bir görüntü ortaya çıktı. Köln önde bastı ve toplar kazanıp ayağında tuttu. Üzerine yaptığı Jakobs değişikliği ile galibiyet için bastırdığını belli etse de yine Marius Wolf’ün tarafından bir tehlike daha geldi. Maçın çalışkan ismi Ryerson’un arka tarafa çevirdiği topta Trimmel golü attı. Bu pozisyondan sonra Köln ileri daha can siperane çıksa da süre yetmedi ve hatta arkada verilen alanlarla Pohjanpalo, 3. golü atabilirdi. Gisdol Marius Wolf’ün pozisyonunu o kadar değiştirdi ki artık heralde o da bocalamaya başladı. Daha önce kanat bek olarak kullanmıştı ama defansif görevlerde Wolf’ün zaafları var. Union da bu zaafları iyi değerlendirerek hem Leverkusen’e hem de Avrupa Konferans Ligi’ne yaklaştı.

Werder Bremen – Bayern München

Der Klassiker’i kazanan Flick Süle, Sane ve sakat Alaba yerine Hernandez, Pavard ve Gnabry ile başladı. Kohfeldt ise Moisander, Groß, Möhwald ve Augustionsson’u kart cezalısı Friedl ve yedeğe geçen Veljkovic, Bittencourt ve Agu yerine kullandı. Topu tamamen Bayern’e bırakmayıp topla oynamaya çalışsalar da savunma ataklarla geride kalmak zorunda kaldı ve korner organizasyonunda 23’te geriye düştüler. Ön direğe kesilen topu Müller aşırttı Goretzka golü attı. İlk dakikalarda Augustinsson ile bir pozisyon dahi bulmuşlardı ama geriye çekilince ne Bayern’i durdurabildiler ne de top kapabildiler. Ataklarda artık Kimmich dahi ceza sahası içine giriyordu ve yine atılan uzun toplar ceza sahasında sağ ve sol iç koridoraydı. Bu toplar ya 6 pasa ya da kaleye yöneliyor. Bunu kıskaçtan çıkmak için ilk olarak kıskaca girmemek gerek o da bu uzun pasları kesmek. Çıkmak için ise adam paylaşımını iyi yapıp bu topların amaçlarına ulaşmamasını sağlamak gerek. Bunu denemeye devam ettiler ve bir sonrakinde Müller’in indirdiği topta Gnabry’nin golüne kadar dayanabildiler. Bremen tamamen sahadan silinmiş haldeydi ve artık Lewandowski ve Gerd Müller rekoru mevzusu konuşulur olmuştu. Pasların adresi de o olmaya başladı ama o akan oyundansa kornerde defanstan seken topta görece kolay bir pozisyonda golü buldu. Zaten sırf onun gol beklentisi 2’ye yakındı ama kesinlikle daha fazlasını atabilirdi. Son dakikalara girerken artık Bayern tarafında oyuncular kaleye daha çok yaklaşıp istatistik peşindelerdi ve bunu Bremen son bölümde bir kontra ile değerlendirdi. Lige iyi başlayıp sakatlanan Füllkrug golünü attı. Bremen’in oyunu ligde en beğenilmeyenler arasında ve buna rağmen 30 puan topladılar. Kohfeldt’in elinde çok değerli oyuncular var ve orta kısımdan da ilerleyebilirler. Sadece adresi belirli/belirsiz uzun paslar şansınız yaver giderse ligde tutabilir ama daha fazlasını vermez. Düşme hattından görece uzaklar ve artık biraz pozitif futbola dönmeliler. Bayern’de ise Flick arka arkaya iki maç puan kaybetse de Der Klassiker ile takımı ayarlarına döndürdü ve bu saatten sonra büyük eksikler olmadıkça takılmaları zor. Bayern son düzlüğe giriyor.

Borussia Dortmund – Hertha Berlin

Der Klassiker’e iyi başlasa da devamını getirmeyen Dortmund, hafta içi Sevilla’yı eleyerek Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam etti. Oyun olarak Favre’ınkine benzer bir planla çıksa da pres yoğunluğunu arttıran Terzic, Rose öncesi görece iyi bir tablo ortaya koydu ve takımı tekrar Şampiyonlar Ligi noktasına taşıma konusunda iyi gidiyor denebilir. Bu maçta Sevilla karşısında şans verdiği Delaney yerine Brandt başlarken Dardai sakat Ascacibar yerine Plattenhardt ile başladı. Bu değişiklikle Mittelstädt sol içe kaydı. Dortmund maça üstün başlayan taraf oldu. Geriden oyunu kurarken öndeki Darida ve Piatek presine rağmen kolayca topu 2 ve 3. bölgeye taşıdılar ve özellikle Reus ile suyun sıcaklığını ölçtüler. Kaptan geçen hafta der Klassiker’de 3. gol öncesi verilmeyen faul konusunda dert yanmış ve aynı pozisyonda faule uğrayan Bayern olsa kararın Bayern lehine verilebileceğinden bahsetmişti. İlk yarıda onun pozisyonlarıyla Dortmund gole yaklaşsa da Hertha, ender biçimde topu ileri taşıdığı bir pozisyonda Zeefuik’in ortasında Mittelstädt ile gole yaklaştı. Onun vücudundan seken top ağır çekimde sağ direğe hareket ederken ne Cordoba ne de Piatek topu takip edebildi. Bu pozisyondan sonra Dortmund baskıya devam etti. Reus ve Hazard çizgiye inip 6 pasa top çııkarmaya başladı. Bu bölgede Bellingham ve Brandt beklemedeydi. Bayern’in Goretzka ve Kimmich’i ofansta kullandığı gibi Terzic Brandt ve Bellinghamı kullanmak istedi. 2. Yarıda Hazard da 2. forvet gibi Haaland’a yaklaştı. Tüm bu taktiksel kaymalara rağmen Brandt’ın uzaktan füzesiyle öne geçtiler. Dardai geldiği gibi Schwollow’u kesip eski adamı Jarstein’ı kaleye almıştı ama bu golde neredeyse üzerine gelen topu çıkaramadı. Sonra net kurtarışlar yaptı ama bu gole engel olamadı. Dardai 2. Yarıda bu baskıya rağmen golden önce henüz 59’da değişiklik yaptı ama Leckie ve Lukebakio ile de pek tablo değişmedi. En başta personelden bağımsız Dortmund’un oyununu bozma ve top kapma konusunda oldukça kötüydüler. Kaleye gitmeyi bırakın topa sahip olamadılar ve zaten 0.11’lik gol beklentisi grafiği bunu gözler önüne serdi. Üzerine Darida gereksiz biçimde Reus’a sert bir müdahaleyle kırmızı görünce Hertha ceza sahası Dortmund için bir oyun alanı oldu. Moukoko oyuna girince Terzic çifte geçti ve böyle aciz bir rakibe karşı skoru artırıp maçı erken almak istese de 2. Gol uzatmalarda geldi. Karşılarındaki rakip pek turnusol olacak bir rakip değildi ama Sevilla maçlarını da göz önünde bulundurursak Terzic’in pres konusundaki katkısı üzerine Dahoud ve Morey’i daha fazla kullanışı takıma kattığı pozitif etkiler. Bunun üzerine Hazard sakatlıktan döndü ve Schulz’ü de kullanmaya başladı. Adeta transfer yapmış gibi oldular ve istikrarlarına göre Şampiyonlar Ligi şansları hala aktif. Dardai ise düşme hattının girdabında ve artık her maçta alınacak her puan altın değerinde. Rotasyonunu daha da genişletip ona puan veya puanlar kazandıracak formasyon ve oyuncu grubunu belirlemeli çünkü artık kalan süre deneme yanılma yöntemi için yeterli değil.

Bayer Leverkusen – Arminia Bielefeld

Geçen hafta 5 maç sonra Gladbach’ı yenerek galibiyetle tekrar tanışan Bosz o 11’i bozmazken Frank Kramer hafta içi oynanan erteleme maçında Bremen’e kaybetmişti. O maçta sahaya sürdüğü 11’de yer alan Kunze, Hartel ve Voglsammer yedek otururken Laursen sakatlığı sebebiyle kadroda yer almadı ve bu oyuncuların yeri Lucoqui, Gebauer, Okugawa ve Klos ile dolduruldu. Bosz kanatlarda Wendell ve Frimpong’u kullanarak adeta uçuş takımını açmış bir görünümdeydi ama hali hazırda kompakt bir takım olan Bielefeld’e bir de Kramer’in Red Bull mentalitesiyle gelen presi eklenince çetin ceviz denilebilirler. Oyunlarını daha çok stoperlerden kanatlara top aktararak ve oradan da ceza sahasına top çevirerek kurdular. Orta kısmı Havertz’in gidişinden sonra bu sezon daha az kullandılar ve o da Amiri ve Wirtz’e bağlıydı. Orta kısım da yenilen pres de buna sevk ediyordu keza orada kaybedilen bit topla Bielefeld’in kontrası geldi. Sağ taraf oldukça boştu ve oraya geçen Gebauer topu ceza sahasındaki Doan’a iyi aktardı ve gol geldi. Golden sonra Bielefeld topa da sahip olup geriye yaslanmadı. Hazırlık paslarından sonra derin paslarla hücuma çıkmaya çalıştılar. 2. yarı Bosz Kerem ve Gray yerine Alario ve Bailey ile başladı ve 4-4-2’ye döndü. Bielefeld aynı şekilde devam ederken kontralarla ve uzun toplarla tehdit olmaya devam etti. Bir köşe vuruşunda Prietl’ın uzun pasıyla hızlı çıktılar ve Lucoqui’inin taşıdığı topta Okugawa golü buldu. Daha önceki yazılarımda Doan aile birlikte oynadığında hücumda daha etkili olabileceklerinden bahsetmiştim ve bu maçta hayata geçti. Maçta hücum güçleri haricinde göze çarpan ilerde top tutma başarılarıydı. Ayağa oynayarak havadan pasları azalttılar ve bu da top kaybını azalttı. Wirtz’in oyuna girişiyle orta kısımdan da oyun kurulmaya başlandı ve ceza sahasına atılan toplarda hem Alario hem de Schick’i marke etmekte zorlandılar. Son dakikalara Bayer Leverkusen golüyle heyecanlı girilse de Kramer yine el freni olarak Cordova’yı aldı. Futbol adına nahoş olsa da tablodaki durumları göz önüne alınınca yapmaları gereken en garanti hamleyle maçı bitirdiler. Bundesliga hayatlarının devam etmesi için köşe gönderinde topu, tempoyu zamanı öldürdüler. Böylece Kramer’in hanesine ilk galibiyet, Bosz’un hanesine ise bir mağlubiyet daha yazıldı. Şanslılar ki arkalarındaki Union ve Freiburg’un da puan konusunda bu ara bir istikrarı yok ama ilerleyen haftalarda yukarı değil de aşağı bir hareket olursa bu bir sürpriz olmaz.

RB Leipzig – Eintracht Frankfurt

Geçen hafta Freiburg deplasmanında rakibini sürklase ederek Bayern’i takibi sürdüren Nagelsmann, hafta içinde Liverpool’a bir kez daha 2-0 kaybedip Avrupa kupalarına veda etseler de iyi yanından bakılırsa daha az seyahat daha az oynanacak maç ve lige odaklanma açısından bir kazanç olabilir. Rotasyona giden Nagelsmann Klostermann, Adams, Nkunku, Kampl ve Olmo yerine ORban, Halstenberg, Haidara, Kluivert ve Sörloth ile başladı. Şampiyonlar ligi noktasını korumak isteyen Hütter tarafında ise sakat Hinteregger ile Durm ve yedeğe geçen Jovic sahada değildi ve yerlerini Tuta, Rode ve Kamada doldurdu ve ilginç bir şekilde Kamada sağ kanada geçerken Silva’nın arkasında Younes oynadı. Hasebe de defansa geçildiğinde stoperler arasına yer yer girdi ve takım oldukça derinde kaldı. Atak geliştirmekte pek başarılı olamamanın yanında önceki maçlarda gördüğümüz kanat değişimlerini yapamadılar. Ayrıca Hem Kamada’nın tarafından hem de Kostic ilerideyken onun kanadından çok fazla atak geliştirdiler. Poulsen biraz daha geride kalırken Sörloth sağ iç koridora oynadı ve ceza sahasındaki aksiyonlarda Kluivert ve Forsberg aktifti. Sahaya yayılım harika görünüyordu ama Frankfurt da ilk yarının bitimine yakın ufak bir zaaf yakaladı o da topun defanstan çıkarılırken ilk adreslerinden biri olan Sabitzer’e yapılan baskıydı. Upamecano çıktıktan sonra özellikle bu sık olmaya başladı. 2. yarıya hızlı başladılar ve Kamada’nın tarafında baskı kurup top kazanıp golü buldular. Onunla Sow’a da baskı yapılınca Tuta da pas opsiyonu olmak için sağ bek gibi oraya kayıyordu. Kluivert’ın şutunu bahsettiğim gibi gizil bir forvet gibi olan Forsberg takip edip golü attı. Maçın başından beri Leipzig oyunu ve Frankfurt’u iyi kontrol altına aldı. Bunun üzerine Hütter Kamada’yı biraz daha ortaya alarak ve Rode’nin de daha önde oynayışıyla asimetrik ve riskli bir geçiş formasyonu denedi. Younes de sol kanada çok yaslandı ve bu değişiklikleri Leipzig iyi süzemedi ve Rode’nin ara pasında sol koridorda Andre Silva topu içeri çevirdi ve Kamada’nın golü geldi. Bu müdahalelerle Hütter, Nagelsmann’a benim de Shuffle(karıştırma) özelliğim var der gibiydi. Geçen hafta Freiburg bu kafesten çıkamamış ve Leipzig’in kontrolü altında kalmıştı. Almanca bunun için “bespielen” yani oynatılmak fiili kullanılıyor. Böylece Frankfurt kısa bir süre için özgürlüğünü kazanarak durumu eşitledi. Daha sonra 3. bölgede Leipzig’e fazla aksiyon şansı vermediler ve şutlarda da Trapp oldukça günündeydi ki yediği golde de ilk pozisyonda topu çelmişti. Son bölümde tempoyu da düşürdüler ve istediklerini aldılar. Leipzig deplasmanında geriden gelip 1 puan almak başarı sayılabilir çünkü hem zor gol yiyen hem de baskın oynayan bir takım. Nagelsmann son kısımda hamleler konusunda çok etkisiz kaldı ve Bayern’i takibinde büyük bir yara aldı. Karakter olarak belki diğer hocalar kadrolarını da göz önünde bulundurup 2. Sırayı başarılı bulabilirler belki ama Nagelsmann onlardan biri değil.

Stuttgart – Hoffenheim

Frankfurt ile berabere kalan Matarazzo, performansı ilk devreye göre düştüğü konuşulan Coulibaly yerine Castro ile başlarken konuk Hoeneß Svabiya(Stuttgart), Baden(Hoffenheim) karşılaşmasında solda John yerine Sessegnon ile başladı. Almanya’da bölgesel rekabetler bolca bulunur. Bu bazen şehir veya eyalet derbileri, bazen de eski derebeylik zamanlarından kalan rekabetlerdir. Svabya ve Baden da Baden-Württemberg eyaletinde çekişen iki bölge. Freiburg ve Hoffenheim Baden ekipleri ve ünlü Baden marşını söylüyorlar. Ayrıca 2. ligdeki Karlsruhe taraftarları da bu marşı kendi takımlarına uyarlayıp söylüyor. Marşın İngilizce altyazılı linki : https://youtu.be/pL72g40MX8A. Maça gelirsek ilk başta topu koşturan Hoffenheim olsa da Stuttgart topa sahip olunca kanatlara aktarıp karşı kaleye gitmeye başladı ve Wamangituka’nın çizgiden taşıdığı topta Adams topu kendi kalesine attı. Stuttgart topu kaptığında ileride tek Kalajdzic var gibi gözükse de Förster ve Castro da hücuma geçiyorlar. Hoffenheim ise orta alanda topa sahip olup çok top kaybetti. 2. yarının başında Hoeneß’ten Baumgartlinger yerine Dabbur hamlesi geldi ve forvet sayısı arttı. Ayrıca Kaderabek giderek bir kanat bekten çok sağ açığa dönüştü. Solda Sessegnon görece geride kaldı. Takım bu kadar ileriye çıkıncı anlık top kayıpları Stuttgart için büyük nimet keza en iyi kontracı takımlardan. Atılan pasta topu taşıyan Wamangituka, Kalajdzic’e bir top daha çevirip asisti yaptı. Bu gollerden sonra Matarazzo’nun ekibi tempoyu düşürdü ve Hoffenheim’ı hücum hamlelerine rağmen kaleden uzak tuttu. Hoffenheim hücum açısından net pozisyonlar bulmakta güçlük çekti ve Kaderabek ve Rudy harici takımda gününde olan pek kimse yoktu. Rudy bu maçta geride kaldı ve aslında sağ kanattan Sosa’nın bindirmelerinden oluşan boşlukları değerlendirebilirlerdi. Bu sonuçla Stuttgart ve Matarazzo da Konferans ligi ve olası diğer Avrupa kupaları adına Leverkusen’e yaklaştı.

Yorumlar