Alt sıralardaki takımların sürpriz sonuçlar aldığı haftada Union Berlin, Şampiyonlar Ligi potasına girdi. Matarazzo ve Stuttgart ise ters istikamette devam ediyor.
Hafta açılışında Bielefeld, sezonun en iyi oyunlarından birini oynayarak Frankfurt’u 2 golle geçti. Golleri Wimmer’in mükemmel performansı ile erken buldular. Hem golü hem de rabona asisti ile Austria Wien’den bu sezon transfer edilen 20 yaşındaki oyuncu ilk yarıya damgasını vurdu. 2-0’dan sonra skoru korumaya çabalasa da kontralarla Frankfurt’u rahatsız ettiler. Lindström ve Kamada’yı orta saha kilitledi. Burada Paderborn’dan bu sezon başında katılan Vasiliadis’e değinmek gerek. Düşük profilli orta saha yeni yeni süre almaya başladı ve pres gücü, dinamizmi ile iyi bir defansif orta saha.
Baden Württemberg derbisinde Freiburg, Stuttgart’ı ağırladı. Zor zamanlar geçiren Stuttgart’ta Matarazzo’nun ekibi ilk 15 dakikada topla daha etkin olan ve kreatif olan taraf olsa da Freiburg baskıyı kırdıktan sonra bir daha kolay kolay kontrolü bırakmadı. Kalajdzic’in topla buluşmasını engellerlerken Tibidi’ye de yapılan alan baskısıyla genç Fransız’a engel oldular. Maçta önde Holer’in çabasına değinmek gerek. Ligin en çok ikili mücadele kazanan ismi olsa da (284) skorer olmadığığ için pek göze çarpmayan Holer bu maçta da kritik toplar kazanarak arkadaşlarını besledi. Karşı tarafta da ikinci en iyi Endo vardı ama kazanılan topları iyi değerlendiremediler ve atılan uzun paslar da adrese ulaşmayınca Fürth’e daha da yaklaştılar ki Fürth de kazanarak onlara yaklaştı.
Dortmund ligin umudu olarak Bayern’i takibe devam ediyor. En akıcı ve en randımanlı tek top oynadıkları maçlardan biri olurken Malen geldiğinden beri en iyi maçlarından birini oynadı. Aslında oyun tipi olarak ne kadar takıma uygun bir oyuncu olduğunu gösterdi ve geldiğinden itibaren baskısını hissettiği Sancho ile kıyaslanışından biraz olsun sıyrılmaya başladı. Sancho kadar skorer olmasa da dar alanlarda verebileceği katkı ve pas kalitesinin takıma katkısı bolca olacak gibi ki bu maçta 3 golde de etkisi var. Öte yandan Batman’in Joker’i, gibi Dortmund’un da Kramaric’i var. Hırvat golcü bu sezon pek skorer olmasa da sarı formayı görünce yine kayıtlara bir gol geçirdi. Kariyerinin 10. Dortmund maçında 8. golünü attı. Dortmund defansının derin toplara olan zaafı bu maçta da devam etti ama Akanji aradaki kritik müdahaleleri ile bu konuda bir içgüdü geliştirmişe benziyor. Zaten bu topların 3’ünden 1 tanesini bile savuştursalar puan olarak karşılığını direkt olarak alabilirler.
Son 5 maçta 9 puan Fürth ligin en çok gol yiyen takımı ve ligin 2. en az gol yiyen takımına 2 gol atmayı başardı. Bu maçtan önce ligin de en az gol atan takımılardı fakat attıkları 2 golle Bochum ve Wolfsburg ile skoru eşitlediler (17). Leweling, Hrgota ve Dudziak 3’lüsü ileride nadiren topla hareket halinde olma şansını yakaladılar ve bunu da efektif kullandılar. Svensson’un kenarda olmadığı maçta Mainz, hücum anlamda en kısır maçlarından birini oynadı diyebiliriz. Kaleyi bulmakta zorlanan takımın xG oranı yüksek olsa da reelde bunun yansımasını göremedik. Son dakikalara Onisiwo’nun golüyle umutlu girseler de süre yetmedi.
Ricardo Pepi Augsburg bu hafta hüsrana uğradı. Hafta içi birinin uydurduğu Pepi röportajnı fazlasıyla ciddiye alıp yalanlayan takım hafta sonu bu kadar reaktif değildi. Weinzierl’in önde basma / alan daraltma denemesini Leverkusen çok rahat çözerek boş alanları bulup işledi. Oyuncuların 2’li veya 3’lü biçimde topa baskı yapması işe yarar bir durum ama sahanın geri kalanında verilen alanlar büyük risk ve baskı yapılan oyuncunun pas opsiyonlarının tamamen kapanması gerekiyor. Aksi takdirde dikine hızlı çıkabilen Leverkusen gibi takımlar bunu fazlasıyla kullanabiliyor. Bu hafta Diaby her fırsatta avantaj yakaladı. Ayrıca geçen sezon Schick ile rekabette olsa da bu sezon kulübeye demir atan Alario son dakikada şık bir gol attı. İşin ilginci Alario da iyi bir forvetken eğer bir yere ayrılmayacaksa bir de Serdar Azmoun takviyesi geldi ve ligin en zengin forvet opsiyonlarını oluşturmuş oldular. Umarım Alario daha fazla forma şansı bulabileceği bir yere kiralanır.
Leverkusen’in takipçisi Union bu hafta da ligin kaybedenler kulübünün ana üyesi Gladbach’ı geçti. Sommer bu hafta penaltıya engel olamazken Kruse takımını sırtlamaya devam ediyor. Skora rağmen aslında dengeli bir oyun vardı ama hata faktörü Gladbach’ı ligin başından beri olduğu gibi geriye sürükledi. Eski takımına karşı oynayan Friedrich de Gladbach defansına ilaç olamadı ve aşağıya doğru sürüklenmeye devam ettiler. Hütter’in oyununun parlayan noktaları olsa da oyuncular mental olarak tamamen saha içerisinde değil gibiler. Aslında Union’da fazlaca olan bu harmoni ve takımdaki hırsın yarısı Gladbach’da olsa daha iyi yerlere gelebilirler keza teknik olarak daha kaliteli bir kadro.
Cumartesi akşamı belki performans olarak birbirine en denk iki takımın karşılaşmasıyla kapandı. Devre arası Brighton’dan takıma katılan Jurgen Locadia 2 haftadır takıma direkt katkı veriyor ve erken bulunan golde kalitesiyle rakibini ekarte edip Holtmann’a golü attırdı. Bu erken gole rağmen Bochum ilk yarıda istediği üstünlüğü sağlayamadı ve savunma hatalarıyla ilk yarının bitimine 9 dakika kala bir anda yenik duruma düştü. Reis ilginç biçimde Locadia yerine Polter’i oyuna soktu ve aslında bu değişiklik harici değişikliklerinin hepsi doğruydu. Özellikle Arsenal’den defalarca kiralanıp ordan oraya savrulduktan sonra Partizan’da kariyerinin en skorer zamanlarını geçiren Asano’yu oyuna alışıyla ikinci yarı bariz olarak Bochum maça hükmetti. Asano ile de golü bulurlarken bolca da kaçırdılar. Baumgart’ın uzun zamandır forma giyemeyen Horn yerine kaleyi tamamen Schwäbe’ye teslim edişi de boşa değil gibi ama Horn’un takımdaki ağırlığı açısından bu kadar biraz eleştirildi. Yine de Baumgart’ın çizdiği tablo gereği kredisi bol ve bu tarz kararları bir süre sorgulanmayacaktır.
Pazar günü ligin dram karakteri Alman Sezercik Kohfeldt bu hafta da 2022’de hiç yenilmeyen Tedesco’ya kaybetti. Tedesco geçen yılı Bielefeld galibiyetiyle kapatsa da haftalardır çok iddialı olmasa da adım adım takımı yukarı taşıyan galibiyetler alıyor. Kohfeldt’in kağıt üzerinde iddialı ekibi ilk yarıda ciddi pozisyonlar üretse de ikinci yarı bunu yapamadı. Üzerine savunmada verilen boşluklar, Leipzig’i hücum antrenmanına soktu. Tedesco bu hafta genç Novoa Ramos’a ilk 11’de şans tanıdı ve o da kendisi kadar olmasa da mevkidaşlarına göre genç hocasının güvenini boşa çıkarmadı. Kupada da yoluna devam eden takımda Forsberg’in yokluğunda hücumdaki 3. aktör Szoboszlai olsa da Tedesco rotasyonu seven bir isim ve Novoa Ramos’u arada görmeye devam edebiliriz. Kohfeldt ise Vranckx’ı ileriye sürerek elinde Nmecha, Lukebakio ve Philipp gibi isimleri burada kullanmayarak şaşırttı veya diğer bir tabirle elindeki imkanları mundar etmeye devam etti. Milli maç arası sonrası takımın başında olmaya devam ederse büyük bir sürpriz olur.
Hafta kapanışını Bayern farklı biçimde yaptı. Eksiklerin dönmesiyle ölümcül moda tekrar geçtiler. Bunda Hertha savunmasının evlere şenlikliği de katkıda bulundu. Öyle ki Coman’ın golünde her ne kadar hızlı bir oyuncu olsa da Coman topa 4 kez rahatça dokundu ki bu ligde normalde kanattan orta açması muhtemel bir oyuncu topa 4 kez dokunacak kabiliyetteyse kendi becerisine yazılır. Ancak Hertha defansından onun açısını kapatmaya yeltenen bile bir oyuncu olmadığı gibi açtığı ortada Tolisso, Dardai ve Mittelstädt arasında eğilerek kafayı vurdu. Bu pozisyon baştan başa yanlış örnek olarak ibret niyetine gösterilebilir. Devamında da adam paylaşımları ve markajlar oldukça zayıftı ve Schwollow’un kalesine 20’si isabetli 29 şut geldi. Bayern normal bir takım değil ama şutlara bakınca Hertha defansı neredeyse kapitüle olmuş halde. Tayfun Korkut Hertha’ya hücumda geldiğinden beri ufak dokunuşlar yapsa da takımın bu halini görünce koltuğunu yakın zamanda kaybetmemesi için bir sebep yok.
Yorumlar