Bundesrapor #5

Bundesrapor #5


Ligin 5. haftasında lig normal seyrine döndü ve Bayern liderlik koltuğuna Bochum’u darmadağın ederek oturdu. Hertha’da Dardai takımı son 2 haftada kazanarak yukarı taşırken ligin yenilmezleri Bayern, Wolfsburg ve Freiburg’du.

Haftanın açılış maçında Dardai her ne kadar 2. yarı geriye düşse de kazanmayı başararak Hertha’yı orta sıralara getirdi. İki haftadır hücumda ekstra katkı veren Suat Serdar’ın yanında yeni transfer Ekkelenkamp da bu maç joker olunca skoru tersine çevirdiler. Dardai kanat beklerinden istediği verimi alamasa da ofansif orta sahaları skoru ve maçı getirdi. Marco Richter de Augsburg’da gösterdiği ofansifliği bu maçta da sonradan girerek gösterdi. Fürth tarafında ise Leitl 6 pasa uzun toplarla Hertha defansını zorlamayı hedefledi ve Dudziak’ın oyuna girmesi ile daha da içeri kat eden bir oyun oynamaya başladı. Ancak bu hafta da galibiyetle tanışamadı.

Destroyer modundaki Bayern, her ne kadar iki takımın taraftar grupları kardeş statüsünde olsa da Bochum’a pek acımadı. Sezon başında Musiala’nın gerisinde görüntü veren Sane son 2 haftada skora direkt katkılarla ve bu hafta attığı frikik golüyle beğeni topladı. Son 2 sezonda direkt serbest vuruştan Bayern pek gol bulamamıştı. Nagelsmann’ın rotasyon yanlısı tercihi ile süre dağılımı, geçen sezon pek oynayamayan oyuncuların yüzünü güldürüyor. Özellikle Stanisic ve Bouna Sarr, Flick dönemine göre daha fazla sahada kaldılar. Ayrıca Choupo Moting’de daha erken oyuna dahil olmaya başladı. Nihai olarak Sabitzer de Kimmich’in yanı veya önüne ara ara ilk 11’de geçebilir. As takıma girmesi için Müller, Kimmich veya Goretzka’yı kesmesi için ekstra bir performans göstermesi gerekecektir ama Şampiyonlar Ligi’nin de devreye gireceği yoğun fikstür de sakatlanmazsa sezonu minimum 20 maçla kapatabilir. Bochum tarafında ise ilk haftadan beri işler pek yolunda gitmiyordu ama bu maç takımın sıklet olarak ne kadar geri olduğunu daha çok ortaya koydu. Her ne kadar Bayern kadro kalitesi kuşku götürmese de aynı ligde Köln, Freiburg, Bielefeld ve Mainz gibi daha mütevazı kadrolar geçen sezon aynı takıma iyi bir direnç göstermişti. Takımdaki Bundesliga ve üst lig tecrübesinin düşüklüğü de bir başka etken olabilir keza gardlarını erken düşürdüler ve bu endişe verici.

Bielefeld bu hafta Hoffenheim’ı ağırlarken Kramer ilginç şekilde daha açık bir oyun tercih etti ve takım ileri çıkarken riskler aldı. Hem ilk yarı hem de ikinci yarının sonlarında fırsatlar yakalasalar da değerlendiremediler. Hoffenheim kaleye daha uzak bir maç geçirirken bu hafta Kramaric ve Baumgartner ikilisi harici ofansta etkili olamadılar. Kaderabek ve Raum da hücumlara dahil olsa da son bağlantılar pek iyi olmayınca maç berabere bitti.

Mainz ile Freiburg’un ikili mücadeleleri bol karşılaşmasında iki takım da skorun aksine şanslar yakaladı. Hem Zentner hem de Flekken kritik kurtarışlarla takımlarının haftayı eli boş kapatmamasını sağladılar. İki takım da 3’lü defansla çıkarken Mainz’da St. Juste, Niakhate’nin yokluğunda “ofansif stoper” rolünü devraldı ve hatta maç sonuna doğru gole de yaklaştı. Freiburg ilk 5 hafta yenilmeyerek bu sezon kulüp rekoruna imza attı ki önceki sezonlarda Mainz’a karşı hep zorlanmıştı. Hala Avrupa potasındalar. Streich maç öncesi bunu düşünmeye başlasa da bunun için çok erken olduğunu maç sonu basın toplantısında ileterek Mainz’ı hafife aldığı için Svensson’dan özür diledi. İki antrenörün maç önü ve sonu halleri zaten oldukça sempatikti ve iki taraftar da mutlu ayrıldı.

Frankfurt ile Avrupa kupalarına katılma şansını bırakıp Gladbach’a geçen Hütter bu hafta da galibiyete ulaşamadı. Caligiuri ve Vargas ile geçen maçlara oranla daha ofansif bir maç çıkarna Augsburg, ligin dibinden Niederlechner’in iyi hazırlanmış golüyle çıktı. Zeqiri’nin yerine oyuna girdikten sonra Vargas ile derin koşular atan Niederlechner Gladbach defansına zor anlar yaşatırken Hütter oyuna müdahale konusunda bu maç sınıfta kaldı. Her ne kadar önceki haftalarda yer yer iyi görüntü verse de takımda bu maçta işleyen tek parça Ginter’di. Augsburg onlar için zıplama noktası olabilecekken kabus oldu.

6-3’lük farklı Manchester City yenilgisi sonrası lige dönen Leipzig, 3. bölgede etkili olduğu maçta son vuruşlarda etkisiz olunca bu hafta da Köln’de puan bıraktı. Köln takım defansı etkiliydi ve geçiş oyunlarını da iyi oynayarak Leipzig’e zor anlar yaşattılar. Baumgart’ın 4-4-2’si bu hafta da birbirine entegreydi. Marsch’ın beklemeyeceği biçimde özellikle Simakan ve Andre Silva bu maçta oldukça vasattı. Olmo ve Szoboslai da bu maç isteneni veremeyerek skora etki yapamadı.

Pazar günü maçları daha ilgi çekici karşılaşmalara sahipti ve Stuttgart deplasmanından Seoane ve Leverkusen mutlu ayrıldı. Andrich takımı öne geçirse de kırmızı kart hesabını bu maçta açarak takımını 10 kişi bıraktı ama Wirtz zaten 3 kişilik katkı verdiğinden Leverkusen skor 1-1’e gelse de pozisyonlar buldu ve galip geldi. Wirtz bu maçta resital sundu ve izlemesinin ne kadar keyifli olduğunu gösterdi. Bakker geldiğinden beri en iyi maçlarından birini çıkardı. Matarazzo tarafında ise Mangala’nın golle dönüşü sevindirici olsa da Atakan-Endo orta sahası yumuşak kaldı. Massimo da Bakker karşısında deplase kalıp çok hücum katkısı veremeyince rakip 10 kişi olsa da Stuttgart bir avantaj elde edemedi.

Borussia Dortmund, bol ıslıklı Beşiktaş galibiyeti sonrası lige de tam gaz döndü. 3’lü hücumun arkasında 3 adet defansif yönleri de kuvvetli orta saha ile çıkan Marco Rose, Malen’den istedği katkıyı alamasa da Haaland açığı kapattı. 3-1 sonrası momentum yer yer Union tarafına kaydı ve belki de değişiklikleri erken yapabilirdi keza Fischer Behrens, Teuchert ve Vogelsammer gibi hamlelerle risk alarak oyunun yönünü Kobel’in kalesine çevirdi ama Haaland son bölüme girilirken insan üstü çabasıyla attığı golle umutları bitirdi.

Haftanın kapanışını yeni takımı Frankfurt’la Wolfsburg’a gelen Glasner yaptı. İlginç karşılaşmada eski santrforu Weghorst’un yerine bir diğer Hollandalı Lammers ile sezona giren Glasner ilk yarıda öne geçti. Kostic’in geçen hafta takıma mental olarak da katılışıyla ivme yakalamıştı. Hafta içi Fenerbahçe karşısında zorlansalar da bu maç ilk yarı daha iyi görüntü verdiler. Orta sahada Jakic ve Sow ile çıkan Glasner’in tek problemi tutuculuğu olabilir. Geçen sezon da dar rotasyonla oynadı. Yine geçen sezon yaşına rağmen parmak ısırtan Hasebe’yi henüz pek kullanmadı. Weghorst skoru eşitledikten sonra da Lammers ve Kostic’i oyundan alışı tartışılır bir tercih oldu. Maçın son anlarında da skoru korumak için Kamada-Ilsanker değişikliği yaptı ve belki de Frankfurt taraftarının pek de istediği bu değildi. Oyunun son bölümünde beklerin de oyuna dahil oluşu ile bu konzervatif kararı ona en azından 1 puan kazandırdı. Bommel adına ilginç olan ise Baku’nun yedeğe çekilişi oldu. Lukebakio her ne kadar yetenekli olsa da geçen sezon Baku tam bir joker olmuştu. Ama kadro o kadar geniş ki Maximillian Philipp ve milli takımdan arkadaşı Nmecha da her ne kadar geçen hafta iyi bir oyun oynasa da aynı kaderi paylaştı. Van Bommel’in lüks bir derdi var.

Fotoğraflar: Kicker.de

Yorumlar