26 Ekim Pazartesi günü sabahı Alman spor medyasının nabzını yoklayıp hangi haberleri girebilirim diye siteleri bir bir dolaşırken kullandığım RSS programlarından arka arkaya bildirimler gelmeye başladı. Bildirimlerin önizleme kısmında DFL’nin websitesinden yapılan bildiriyle beraber “Seifert bırakıyor” manşetlerini görünce neler olup bittiğini anlamak için bağlantıları açmaya başladım.
Websiteler bir yandan açılırken o kısa 2-3 saniyelik sürede “nasıl ya, neden bırakıyor?” sorularını kendime sorarken bir yandan da acaba bu konunun 7 Ekim’de Frankfurt savcılığı vergi soruşturma departmanının DFB binasında ve eski 6 yönetici hakkında vergi kaçırma şüphesiyle evinde yaptığı aramalarla alakası olup olmadığını soruyordum. Bu konu çok önemliydi çünkü söz konusu rakam yaklaşık 5 milyon Euro’ydu.
Neden olabileceğine dair düşünceler film şeridi gibi aklımın içinden geçerken siteler açıldığında işin aslı ortaya çıkıyordu. Seifert bugün değil ama 2022’de sözleşmesi bittiğinde görevini bırakacaktı. En azından 2 senelik bir derin oh çekmiştim Alman futbolu adına.
Alman futbol taraftarının Seifert ile açıktan bir husumeti olmasa da kendisini çok fazla sevmediklerini düşünüyorum. Bunun en büyük sebeplerinden -ve belki de tek- birisi Seifert’in pazarlama yeteneğinin sonucunda Alman futbol pazarının yayın hakları konusunda görevde yer aldığı dönemi içerisinde gelirlerinin ciddi yükseliş göstermesi diyebiliriz. Alman taraftarları biraz gelenekselcidir, bunu önceki yazılarımda belirtmiştim sık sık ancak “Gelenekçilik, yaşayanları ölü varsaymak değil, ölüleri yaşıyor varsaymaktır” der İngiliz yazar Gilbert Keith Chesterton. Teknolojinin son yıllardaki değişimiyle beraber yayıncılık anlayışı da değişti ve eminim herbirimizin en az bir tane dijital video/ses platformunda bir üyeliği vardır diye düşünüyorum. Taraftarlar ve o çok sevdikleri kulüpler mali açıdan ayakta kalmak istiyorsa bu değişime ayak uydurmalılar.
Seifert bu dönüşüme ayak uydurmuştu şüphesiz! Almanya'da önemli bir yere sahip olan 50+1 kuralının getirilme sebeplerini, eleştirileri, savunanları, istisnaları, kuralı delenleri ve kuralın Alman futboluna getirdiklerini inceleyeceğizİlginizi Çekebilir
Alman Futbolunda 50+1 Kuralı
CHRISTIAN SEIFERT
Seifert 1969’da Fransa sınırına çok yakın bir yerde bulunan küçük bir kasaba olan Rastatt’da doğdu. Gençliğinde FC Rastatt 04’de de oynayan ve gayet hızlı bir futbolcu olan Seifert, 100 metreyi 11.3 saniyede koşmuş, “Bunun harika bir kariyer için yeterli olmadığını anladım” dediğinde ise futboldan “geçici” olarak uzaklaşmıştı bile.
Bir önceki DFL CEO'su Wilfried Straub (solda) ve Christian Seifert
Kasabasındaki teknik liseden mezun olduktan sonra Essen Üniversitesi’nde İletişim Bilimleri, Sosyoloji ve Pazarlama okuduktan sonra MGM MediaGruppe München’de Ürün Yönetim Başkanlığı, MTV’de Pazarlama Direktörlüğü ve KarstadtQuelle New Media’da CEO’luk gibi üst seviye görevler aldıktan sonra 2005 yılında 66 yaşındaki Wilfried Straub’un ardından DFL’de CEO olarak göreve başladığında sadece 36 yaşındaydı. Seifert’in DFL’de pazarlama konusundaki gösterdiği başarılarını geçmiş tecrübelerinden elde ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Seifert’in sadece Almanya sınırları içerisinde güçlü olduğunu düşünüyorsanız yanılırsınız. Seifert uluslararası birçok bağlantılara sahip bir isim. UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, FIFA Başkanı Gianni Infantino ve hatta ABD'li iş adamı James Murdoch bu isimlerden sadece birkaçı.
SEIFERT ETKİSİ
Seifert 2005 yılında göreve başladığında Bundesliga’nın mevcut yayıncı kuruluşu olan ARD’den geliri yıllık yaklaşık 300 milyon Euro’ydu. Son yapılan ihalede Sky, DAZN ve ZDF (sadece belirli birkaç maç)’nin 2020/21 - 2024/25 sezonları arasında ödeyeceği rakam ise yıllık 1.1 milyar Euro civarında olacak. Günümüz endüstriyel futbolunda bu rakamların yükselişini futbolculara ödenen bonservis bedelleri üzerinden görebiliyor olsak da 15 yıl boyunca her yıl üzerine koyarak büyümek o kadar da basit değil aslında.
Bundesliga’nın resmi iş ortakları arasında ise hepimizin bildiği Amazon, EA Sports, Derbystar ve Topps markaları bulunuyor. Özellikle teknoloji tedarikçisi olarak Amazon ile yapılan yeni anlaşma dikkat çekici. Amazon Web Services (AWS)’in gerçek zamanlı olarak yapay zeka ve makine öğrenme teknolojisi ile izleyicilere gelişmiş veri analizi ve istatistikleri sunması şüphesiz büyük iş. Seifert’in bu teknolojiyi futbol ile birleştirip bizlere sunması ise bence daha büyük bir iş.
Her yıl yayınlanan ve bu yıl pandemiden birkaç hafta önce 18 Şubat 2020’de yayınlanan 2020 DFL ekonomik raporunda ise Bundesliga kulüplerinin elde ettiği gelirin ilk kez 4 milyar Euro’yu aştığını ve üst üste 15. kez gelir elde edildiğini belirtilmişti. Rekorlar sadece Bundesliga bünyesinde kırılmıyordu; 2. Bundesliga’nın toplam gelirlerinde de geçen sezon tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşarak 782 milyon Euro’yu bulmuştu.
Muhtemelen 2018-19 sezonunda elde edilen bu rekor gelir, pandemi sezonu olan 2019-20 sezonunda tekrar etmeyecek.
Bundesliga'nın son 3 sezonluk gelir dağılımı
2. Bundesliga'nın son 3 sezonluk gelir dağılımı
PANDEMİ DÖNEMİ
Bugün içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde Alman futbolundaki bazı takımlar kapılarına kilit vurmadıysa bunu en çok Seifert’e borçlular. Hatta Seifert bu sert ve çetrefilli sürecin kahramanlarından diyebilirim. Futbola ara verildikten sonra özellikle 13 Alman takımı ciddi şekilde darboğaza girdi ve iflasın eşiğine geldi. DFL, Seifert önderliğinde hijyen konseptini oluşturdu ve politikacıların da onayını alarak liglerin tekrar başlamasını sağladı ancak politikacıları ikna edip onay alma sürecinin çok da kolay olmadığını hatırlatmam lazım. Bu konsept Alman kulüplerini olası iflastan kurtardı diyebiliriz. Hatırlayın, bu konseptin onayı sonrasında Alman futbolu geri döndükten sadece birkaç hafta sonra diğer büyük ligler de cesaret bulup geri döndü. Aslında konu sadece cesaret de değil. Tüm ligler tatilken oynanan tek büyük ligin Bundesliga olması ve odak noktanın Almanya olması diğer marka liglerin pazarlama açısından çok kabul edebileceği bir durum değildi. Diğer ligler de apar topar sahalara dönmüştü… Adeta “yaparsa bu işi Almanlar yapar” lafı ete kemiğe bürünmüştü Seifert ile...
İşin bir diğer önemli kısmı ise yayıncı kuruluşlardan alınması gereken ödemelerdi. Futbol oynanmadığı zamanlarda yayın olmadığı için ödemelerde sarkma olmuş ve DFL, SKY ile sıkı bir pazarlık yaparak ödenmesi gereken son taksit olan 225 milyon Euro’yu da alarak kulüplerin geçici de olsa nefes almasını sağlamıştı. Bu önemli bir durumdu zira maç oynamıyorsanız stadınıza gelecek taraftar yok demektir. Taraftar yoksa ciddi bir gelirden mahrumsunuz demektir. Geliriniz yoksa...
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
İstifa kararını 2020’nin başında aldığını belirten Seifert, bu önemli kararı eşiyle birlikte aldığını söylüyor ve “Corona, aldığım kararı ne hızlandırdı ne de erteledi. DFL veya DFB’deki gelişmeler de kararımı etkilemedi” diye ekliyor. Premier Lig söylentilerini ise kesin olarak reddetmese bile şimdilik bu kapıyı “Asla asla dememelisin ama bugün itibariyle bunu hayal edemiyorum" diyerek kapatıyor Seifert.
OLASI ADAYLAR
Watzke, "Christian Seifert'in 2022'de ayrılması Bundesliga için büyük bir kayıp olacak. Yaptığı işe son derece saygı duyuyorum. Seifert gibi uzun süredir futbol için bu kadar yüksek tempoda çalışan biri için 1’e 1 bir değişim yapmak çok zor bir girişim olacak" diyerek aslında Alman futbolunun beyaz yakalıları arasında oluşan panik havasını özetliyordu kısaca.
Açıklamalar bununla da bitmiyordu. Seifert’in kararını açıklandığı gün DFL Denetleme Kurulu Başkanı Peter Peters de web sitesinden yaptığı açıklamayla bu kararı üzüntüyle karşıladıklarını ve kararın bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekiyordu.
Oliver Leki: Freiburg finans müdürü ve DFL’de başkan yardımcılarından. İçeride olduğundan dolayı en olası adaylardan birisi.
Oliver Leki
Peter Peters: 1993’ten bu yana Schalke’de finans müdürlüğü yapan isim 2020 yazında Schalke’deki görevinden istifa etti ve şu an DFL’de icra komitesi üyesi ve başkan yardımcılarından birisi.
Peter Peters
2022’de sözleşmesi sona erecek olan Gladbach'ın spor direktörü Max Eberl, 2023’te sözleşmesi sona erecek olan Frankfurt'un spor direktörü Fredi Bobic ve 2022’de Borussia Dortmund ile sözleşmesi sona erecek olan Hans-Joachim Watzke de adaylardan sadece birkaçı. Eberl’in yakın geçmişte Bayern Münih’in teklifini bile kabul etmediğini eklemem lazım.
Seifert’in halefi kim olursa olsun işinin zor olacağı çok açık. Geçen 15 yıl boyunca hem ekonomik hem prestij anlamında çıtayı hep yükseltti Seifert. 17 yıldır görevi sürdüren birinin yerine göreve geçecek kişinin sorumlulukları şüphesiz çok ama çok zor olacak.
Yorumlar